Mobil | Tarsus Ekspres

Dr. Nadir Hansu Özel Tarsus Aktif Yaşam Tıp Merkezinde

Hansu Özel Tarsus Aktif Yaşam Tıp Merkezinde ilaçsız ve ameliyatsız birçok ağrıyı tedavi ediyor

Hansu  Özel Tarsus Aktif Yaşam Tıp Merkezinde  ilaçsız ve ameliyatsız birçok ağrıyı tedavi ediyor

Fizik Tedavi uzmanı  Dr. Nadir Hansu Tarsus’ta  ilaçsız ve ameliyatsız birçok ağrıyı tedavi eden Özel Tarsus Aktif Yaşam Tıp Merkezinde  Manuel Terapi, proloterapi, Ozon, Hacamat, Sülük, ESWT, PRP-CGF, fitoterapi, Mezoterapi, Noralterapi,  kuru iğne tedavi uygulamalarının gerçekleştirildiği Dr. Nadir Hansu Özel Aktif Yaşam Tıp Merkezinde bulunuyor.

20 YILLIK TECRÜBE İLE HİZMET EDİYORUZ

Dr. Nadir Hansu 1997 yılından bu yana Fizik Tedavi Uzmanı olarak çalışıyor. Hansu Fizik Tedavi Uzmanı olarak 1997 yılında Numune Hastanesinde göreve başladı. Numune Hastanesinde ki görevinden 2008 yılında ayrılan Dr. Hansu daha sonra 2019 yılından itibaren özel Tarsus Aktif Yaşam Tıp Merkezinde  çalışmaya başladı. Ağrı tedavileri konusunda uzmanlaşan Hansu vatandaşa daha iyi hizmet verebilmek maksadıyla muayenehane açmaya karar verdi. Uzm.Dr. Nadir Hansu, romatizmal hastalıkların tanı, tedavi ve rehabilitasyonu, vücutta sinir, kas, kemik ve eklemden kaynaklanan ve fonksiyon kaybına yol açan hastalıkların tedavi ve rehabilitasyonu, ozonterapi yöntemiyle romatizmal ve diğer kas-iskelet hastalıklarının tedavisi, manuel terapi ve mobilizasyon yöntemiyle disfonksiyona yol açan hastlıkların tedavisi, proloterapi ile ağrılı hastalıkların tedavisi ve kuru iğne tedavisi alanlarında tecrübeli bir isim.

EN ETKİLİ TEDAVİ YÖNTEMİ: PROLOTERAPİ

Klasik fizik tedavi yöntemleri dışında manuel terapi, ploroterapi gibi faydası çok olan ilaçsız tedavileri uygulayan Uzm. Dr. Hansu, bu tedavilerin en etkili olanlarından bir tanesinin Proloterapi tedavisi olduğunu belirtti. Proloterapi, gelişmiş ülkelerin çoğunda da uzun yıllardan beri kullanılan özellikle kas-iskelet sistemi ağrılarının tedavisinde başarılı bir ağrı tedavisi yöntemi olarak biliniyor. Proloterapi tedavisinin, proliferatif (hücre ve doku yenileyici) ve irritan solisyonların vücuda enjekte edilmesi esasına dayandığını aktaran Hansu, “Enjeksiyonlar, genellikle zedelenmiş, aşınmış, güçleri azalmış tendon ve ligamentlere ve eklemlere yapılır. Enjekte edilen proliferatif maddeler eklemde, tendonların kaslarla birleşme noktalarında ve tendonların kemiğe yapışma yerlerinde, mikropsuz inflamatuar bir süreç başlatır. Bu süreçle birlikte vücutta iyileşmeyi sağlayan mekanizmalar aktive edilir. Bağ doku ve kıkırdaklarda yenilenme meydana gelir. Bunu takiben eklem, tendon ve kas ağrıları da  kaybolur” ifadelerini kullandı.

HASTALIĞIN NEDENİNİ ORTADAN KALDIRMALIYIZ

Proloterapinin diğer pek çok ağrı tedavisi yönteminde olduğu gibi hastalığın nedenini baskılayan değil, ağrıların nedenini tamir eden bir tedavi olduğunu kaydeden Hansu, tedavide sorunlu bölgenin tedavi edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Uzm. Dr. Hansu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Ploroterapi tedavisi ile hastalığın nedenini ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Vücudun herhangi bir yerindeki yırtılmış ya da hasar görmüş bağ dokuları ve eklem ağrıları, bel fıtığı, boyun fıtığı, diz burkulma veya zorlanması, diz çapraz bağ yaralanmaları, boyundan kaynaklanan baş ağrıları, migren, sırt ve boyun-bel ağrısı, eklemler veya omurga cerrahisi sonrasında devam eden ağrılar, omuz ağrıları, kalça ve ayak bileği ve tendon zedelenmeleri, diz kireçlenmesi (artroz) gibi rahatsızlıklarda proloterapi ile başarılı sonuçlar alınmaktadır.”

ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ

Hastalığın tedavisinde erken teşhisin ciddi önem arz ettiğine de değinen Uzm. Dr. Hansu, ne kadar erken teşhis konulursa tedavinin o kadar hızlı olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Hansu, şunları söyledi: “Hastalıkların tedavisinde erken teşhis önemlidir. Hastalığın erken teşhis edilmesi ile tedavi süreci hem kolaylaşıyor hem de hızlanıyor. Bazı hastalarımız 1-2 seans tedavi ile hastalığından kurtuluyor. Bazılarının tedavisi ise 7-8 seansı bulabiliyor. Yaş durumu da seans sayısını etkileyebiliyor. Bir seans 20-30 dakika sürüyor.” dedi. Terapi sıklığının tedavinin çeşidine göre farklılık gösterdiğini belirten Uzm. Dr. Hansu, şu şekilde konuştu: “Terapi sıklığı tedavinin çeşidine göre değişiklik gösteriyor. Manuel terapiler haftalık periyotlarda uygulanabiliyor. Proloterapi tedavisinde  iki seans arasında ki süre 2-3 haftayı bulabilir. Seans sıklığını hastanın durumu da etkiliyor. Manuel terapi eklem kilitlenmelerini açmaya yönelik bir tedavidir. Proloterapi ise aşınmış ve yıpranmış eklemleri onarıcı özelliğe sahiptir.”

HASTALAR TEDAVİDEN MEMNUN

Uzm. Dr. Nadir Hansu bel fıtığı şikayeti ile geldiğini söyleyen Ayşe Kütükçü, ploroterapi tedavisinin ardından hastalığının ciddi oranda geçtiğini belirtti. Kütükçü, “Uzun süredir bel fıtığı hastalığını çekiyorum. Daha önce farklı yerlere tedavi için gittim ama fayda görmedim. Daha sonra Uzm. Dr. Nadir Hansu’ya bir tavsiye üzerine geldim. Doktorumun uygulamış olduğu tedavi ile kısa sürede bu rahatsızlıktan ciddi oranda kurtuldum. Tedavi yönteminden ve doktorumdan çok memnunum” dedi.  Ploroterapi için kullanılan solüsyonların hiçbirinde kortizon bulunmadığını dile getiren Uzm. Dr. Hansu, ploroterapi solüsyonlarında lokal anestezik ile dekstrozun farklı konsantrasyonlarda karışımı ile tedavi yapıldığını belirtti. Ploroterapi ile tedavide başarı oranını yüksek olduğunu da söyleyen Uzm. Dr. Hansu, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Ploroterapi tedavisi ile sabırlı olunduğunda ve hasta-doktor işbirliği en yüksek seviyede olduğunda yüzde 80-90 başarı sağlanmaktadır. Ploroterapi ile ağrılarınızın tamamının geçeceğini garanti etmiyoruz. Ancak hastalarımın tedaviden sonra ağrıları şiddetliden hafif şiddetliye yada tamamen kaybolmuştur.

 

 

Diğer Haberler ( 30 sonuç )

10 - 20 - 30 - 40 - 60 - 80 - 100 - 200 - 300

Copyright © 1980 | tarsusekspres.com.tr
Tüm Hakları Saklıdır.