Mobil | Tarsus Ekspres

12. Bahri Toygar Sempozyumu Tarsus'ta yapıldı

12. Bahri Toygar Sempozyumu Tarsus'ta yapıldı

12. Bahri Toygar Sempozyumu Tarsus’ta yapıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Dr. Baha Toygar artık gelenekselleşmiş olan bu etkinlikleri yapma amaçlarının 2002 yılında vefat eden babaları Bahri Toygar’ın adını yaşatmak olduğunu söyledi. Dr. Baha Toygar ayrıca “bu projeyi hayatını çocuklarının eğitimine adayan, onurlu, dürüst ve topluma yararlı bireyler yetiştiren tüm anne ve babalara armağan ediyoruz, babamız Bahri Toygar’ın adı artık bütün fedakâr anne-babaların ortak adıdır” dedi.
Daha sonra “BEYİN KANAMALARI VE İNME” konulu sempozyuma geçildi. Sempozyumu yöneten Dr. Okan Toygar geçmiş yıllarda yapılan Bahri Toygar Sempozyumları ile ilgili bilgi verdi ve bugüne kadar yapmış oldukları etkinliklerde her zaman toplumda sık görülen, sakatlık ve ölümlere neden olan ve erken tanının önemli olduğu halk sağlığı sorunlarına değindiklerini ve erken ve yerinde müdahale edilmediği takdirde % 40-50 oranında ölümle sonuçlanabilen beyin kanamalarının bu nedenle toplantının konusu olarak seçildiğini söyledi.
Sempozyumda konuşmasını gerçekleştiren BAU Tıp Fakültesi Dekanı ve Beyin Cerrahı Prof. Dr. Türker Kılıç, beyin kanaması geçiren ve aralarında Orhan Veli, Ebru Gündeş, Can Yücel, Hulusi Kentmen, Ayhan Işık, Michael Schumacher, Melih Cevdet Anday, Özdemir Asaf ve Oğuz Atay gibi pek çok ünlü ismin bulunduğu isimleri dinleyicilerle paylaştı.
Beyin kanamalarında, kanamanın noktasal harabiyetindençok, beyin dokusu üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmasının çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Türker Kılıç, “Eğer bu yapılabilirse, hayatta kalan beyin hücrelerinin kendini toparlayabilmesi ya da yaşamına devam etmesi konusunda bazı şeyler yapmak mümkün olabilir.” dedi. Beyin kanaması sonrasında bilinç kaybı, komaya girme ve felç geçirme gibi bulguların da görülebileceğini söyleyen Kılıç, “Beyin kanamasının nedenlerini yüksek tansiyon, kafa travması, anevrizma, damar yapı bozuklukları, kan veya kanama bozuklukları, karaciğer hastalıkları, beyin tümörü, enfeksiyonlar, damar tıkanıklığı ve hasar görmüş beyin dokusu olarak sıralayabiliriz.” şeklinde konuştu.
Yaptığı konuşmada beyin kanamasının tanısının nasıl konulduğu hakkında da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Türker Kılıç, “Hekimlerin yapacağı nörolojik muayenenin sonucunda ense sertliği, bedenin çeşitli yerlerinde nörolojik bozuklukların bulunması ve göz dibi muayenesinde bazı bulguların saptanması beyin kanaması tanısını koymaya yardımcı olur” dedi. Beyin kanamasından korunma yollarına da değinen Kılıç, “Beyin kanamalarını önlemenin ve korunmanın en etkili yolu kan basıncını kontrol altına almak ve normal sınırlar içinde tutmaktır. Bunun için verilen ilaçların düzgün kullanılması, gerekiyorsa fazla kiloların verilmesi ve düzenli olarak egzersiz yapılması önemlidir.” ifadelerini kullandı.
Beyin kanaması tedavisinde amacın hayatı kurtarmak, bulguları gidermek ve kanamanın sebebini ortadan kaldırmak olduğunu dile getiren Prof. Dr. Türker Kılıç, “Eğer kişinin bilinci açıksa yatak istirahati oldukça önemlidir. Bu aşamada kafa içi basıncını arttıracak her türlü etkinlikten kaçınılması gerekir. Bu da aşağıya doğru eğilmek, gerinmek, aniden pozisyon değiştirmek ve benzer şeylerdir.” diyerek sözlerini noktaladı.
Prof. Dr. Türker Kılıç’ın dinleyenlerin sorularınıcevaplamasının ardından, Dt. Elife Toygar Turgut’un yaptığı teşekkür konuşması ile sempozyum sona erdi.(kaynak:Toygar ailesi)

 

 

Copyright © 1980 | tarsusekspres.com.tr
Tüm Hakları Saklıdır.