Mobil | Tarsus Ekspres

MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ ARALIK AYI İKİNCİ BİRLEŞİMİ YAPILDI

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi 2021 Yılı Aralık Ayı İkinci Birleşimi, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in başkanlığında gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi MER-EK Halk Ekmek Fabrikası’nda günlük 70 bin ekmek üretildiği ve 1 TL’den vatandaşa iletildiğini anımsatan Başkan Seçer, “Dünden itibaren şehrimizdeki fırıncı esnafından ekmek satın alarak, dezavantajlı mahallelerde ailelerimizin evine kadar ücretsiz olarak ekmek dağıtımına başladık” dedi. Başkan Seçer, Büyükşehir’in ücretsiz yakacak yardımına başladığını da duyurarak, “Öncelikle insanların yaşamı, karnının doyması, soğuk kış günlerinde üşümemesi; bunun üzerine yoğunlaşmış durumdayız” diye konuştu.

Başkan Seçer, Büyükşehir’in ücretsiz ekmek dağıtımına ilişkin konuştu

Başkan Seçer, Türkiye’nin gündeminin ekonomik buhran olduğunu ifade ederek, “Benim de görevim bu zor günlerde vatandaşımızın yanında olmak. Geçtiğimiz toplantıda ekmek üretimimiz ve fiyatları ile ilgili Cumhur İttifakı üyelerinin soruları olmuştu. Biz günlük 70 bin ekmek üretimini 1 TL’den vatandaşlarımıza Mersin Ekmek Fabrikamızın satış noktaları vasıtasıyla ulaştırmaya kesintisiz devam ediyoruz. Ayrıca dünden itibaren şehrimizdeki fırıncı esnafından ekmek satın alarak, dezavantajlı mahallelerde ailelerimizin evine kadar herhangi bir olumsuzluğa, kargaşaya meydan vermeden ücretsiz olarak dağıtmaya başladık. Her gün bir mahallede en az 1000 ailemiz ziyaret edilerek, ücretsiz ekmek dağıtımı devam edecek” dedi.

Büyükşehir’den ücretsiz yakacak yardımı

Başkan Seçer, ücretsiz yakacak odun dağıtımlarına da başladıklarını duyurdu. Seçer, “Bugün itibariyle yaz boyunca park-bahçe çalışmalarında yaptığımız budamalarda elde ettiğimiz odunları vatandaşlarımızın sobada yakmasına imkan sağlayacak şekilde hazırladık, çuvalladık, aylardır da bekletiyorduk. Havanın soğumasıyla beraber vatandaşlarımızın buna ihtiyacı olduğunu düşündük. 12 bin 625 Halk Kart sahibi dar gelirli yurttaşlarımız talepleri doğrultusunda bunları bizden edinebilirler. Bugün itibari ile de dağıtımına başladık. 25’er kiloluk çuvallar halinde ilk etapta her bir aileye 25 çarpı 2 adet olmak üzere 50 kilogramlık sobalık odunlarını görevli arkadaşlarımız teslim edecektir. Her konuda vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Uygulamalarımızı sizlerle ve kamuoyuyla paylaşacağız” diye konuştu.

“TL’nin değer yitirmesi maalesef fiyatları yukarıya çekiyor”

Ekmek konusuyla ilgili Başkan Seçer, şöyle devam etti;

“Bizim kulübelerimizde satışları kadınlarımız yapıyor. MER-EK'in ekmekleri dışında köylü kadınlarımızın da üretimlerini, hem sac ekmeği hem Girit ekmeği, bunun gibi bazı yöresel ekmek çeşitlerini de bu kadınlarımız satıyorlar. Bunlara o imkanı sağlıyoruz. Hem köylü kadınlarımız, kooperatiflerimiz bundan faydalanıyor hem de vatandaşlarımız bu değişik üretim şeklindeki ekmeklere ulaşım imkanı buluyor. Kulübeleri de tabii ki talep, bölgesel, sosyoekonomik koşullar çerçevesinde biz yer tespiti yaparak koyuyoruz. Bunu artırma imkanı varsa arkadaşlarımız da çalışırlar. Bu konuda artırma cihetine gideriz ama üretimimizi artırma imkanımız yok. Çünkü kapasitemizi en son sınıra kadar zorluyoruz. Malzeme sorunumuz yok,  un sorunumuz yok. Tedbirli davranıyoruz. Bunun alımlarını da gerçekleştiriyoruz. Herhangi bir kesintiye uğramayacak. Bu sorunun kısa vadede çözülmeyeceğini görüyorum. Çok net görüyorum. Bu sorunun çözülebilmesi için Türkiye'de ve dünyada yeni dönem buğday hasadının başlaması lazım. Şu anda dünyanın da Türkiye'nin de böyle bir şartı yok. İki yarım kürede de buğday hasadı dünya üretimine sağlayacağı katkıyla dünya piyasalarında bu fiyatları aşağı çekebilir, bu bir. İkincisi; diliyorum bu yıl da yağış konusunda buğday üreticileri bir sorun yaşamaz. İstihsalde bir sorun olmaz. Verim kaybolmaz, verim düşüklüğü olmaz. Bu da çünkü üretimi azaltıyor ve fiyatları olumsuz etkiliyor. Diğer taraftan son zamanlardaki döviz kurlarındaki olumsuzluklar, TL’nin aleyhine bir gelişme olması, TL’nin değer yitirmesi de maalesef fiyatları yukarıya çekiyor. En erken tahminim de Mayıs ayından sonra bu işlerin yavaş yavaş düzene girebileceği yönünde. Umut ediyorum, benim düşündüğümden farklı gelişmeler olur.”

“Üzüntü bahanesinin arkasına sığınamayız”

MER-EK Halk Ekmek Büfeleri önünde oluşan kuyruklarla ilgili bir Meclis üyesinin, “Kuyruklar birilerini sevindirebilir” ifadesine yanıt veren Başkan Seçer; “Bunu sehven söylediğinizi düşünüyorum. O insanların o ızdırabını görüp sevinmek herhalde bir bozuk ruh halini gerektirir. Bizim toplumumuzda mutlaka psikolojik olarak bazı sorunlar yaşayan insanlar olabilir ama bunu böyle genel bir kitleye şamil kılmak gerçekten beni çok üzdü. Birileri münferitse onları ‘Allah ıslah etsin’ derim. Ama ben bu tablo karşısında herkesin son derece üzüntülü olduğunu düşünüyorum ama siyasetçiler üzüntüden ziyade bu sonucu hangi nedenlerin doğurduğunu gözleyip, bunun önlemini alması gerektiğini düşünüyorum. Bizim üzülme lüksümüz yok. İnsani duygudur. Mutlaka üzüleceğiz ama üzüntü bahanesinin arkasına sığınamayız. ‘Üzüldüm.’ Üzüldün de ne yaptın derler Vahap Seçer? Biz elbette insani refleksle üzüleceğiz ama bunun tedbirini alacağız” diye konuştu.

“Bir seferde en fazla 3 ekmek alabiliyorlar”

Büfe başına belirli ekmek gönderebildiklerini belirten Başkan Seçer, şunları söyledi:

“Şu anda olağanüstü koşullar yaşanıyor. Ona göre bir arz tablosu oluşmuş, bir liste oluşmuş. Dağıtımı ona göre yapıyor arkadaşlar ve en sonunda şu kısıtlamayı yaptık; bizden bir seferde en fazla 3 ekmek alabiliyorlar. Bunun da denetimini sıklaştırdık. Bu konuda vatandaşlarımız bize Teksin aracılığıyla lütfen ulaşsınlar. Bir kulübe bir müşterisine 3’ten fazla ekmek veriyorsa, lütfen o kulübeyi, adresini bize bildirsinler. Örneğin, bana bir gün ulaştı, ben de onu hemen Teksin’e gönderdim; ‘lütfen gidin bu kulübeyi denetleyin’ dedim. Bir vatandaş kuyruğa girdi, sadece 3 ekmek alabilir. 4 alamaz, 5 alamaz. Bu indirimli bir ekmek. Mümkün olduğunca çok insan 1 TL'ye ekmek satın alabilsin. Lokantacılar da geliyor alıyor maalesef. Yapmamaları gerekiyor. Onlar ticari bir müessese. Zaten sattığı yemeğin fiyatına bunu eklerken normal fırın fiyatından ekliyor ama biz orada dezavantajlı vatandaşlar bu ekmeği alsın diye üretim yapıyoruz. Bunu karıştırmamak lazım. Her yerde biz kulübe açamayız. Görece olarak gelir seviyesi düşük ailelerin oturduğu apartmanların önüne biz bu kulübeleri açamayız. Böyle bir misyonumuz yok. Böyle bir doğru da yok. Biz dezavantajlı mahallelerde, gelir olarak dar gelirli yurttaşlarımızın yoğun yaşadığı bölgelerde bu ekmeklerimiz onlar tarafından alınsın istiyoruz. Her türlü tedbiri alıyoruz ama biraz da insanlarımızın kendi vicdanına bırakmak zorundayız. Durumu olan gitsin ekmeği fırından alsın. Ama olmayan da gelsin 1 TL'ye belediyenin üretip sattığı ekmeklerden alsın lütfen. O insanlara o şansı verelim. O yardımı, o katkıyı yapalım.”

Bir Meclis üyesinin ekmek fiyatlarına yapılan zamlarla ilgili fırıncılarla bir araya gelinmesi konusu yönündeki önerisi üzerine konuşan Başkan Seçer, “Elbette bu iyi niyet, dilek, istek, taleple olacak bir şey değil. Bir maliyet hesaplaması yapılır, maliyet unsuru vardır, onlar üzerinden fırıncılar belirli kurumlardan onay alarak, fırıncı esnafı ekmek fiyatını belirliyor. Burada benden ziyade hükümetin bazı tedbirler alması ya da direkt-dolaylı destek yapması gerekiyor. Örneğin bir konudan bahsedeyim ve doğru bir uygulama; Toprak Mahsulleri Ofisi direkt fırıncıya un satan un fabrikalarına belirli istihkaklar vermiş. Yüzde 50 daha hesaplı buğday veriyor. Bu iyi bir durumdur. TMO doğru bir şey yapıyordur. Bu fiyatları daha regüle eder, daha aşağı çeker. Hükümetin bu konuda tedbirlerini daha genişletmesi lazım. Daha etkin bazı önlemler alması lazım. Bunu yapacak olan Tarım Bakanlığı’dır. Tarım Bakanlığı'na bağlı TMO’dur. Yetkililer onlardır. İmkan, bütçe onların elindedir ve bu tedbirleri onların alması gerekiyor” dedi.

Yerel yönetimler olarak sosyal hizmetlere ayırdıkları bir bütçe olduğunu aktaran Seçer, “Bu bütçeyi şu anda tamamen en azami şekilde kullanarak insanlarımızın bu sıkıntılı süreci aşmalarını sağlamaya harcıyoruz. Öncelikle insanların yaşamı, yemesi, içmesi, karnının doyması, soğuk kış günlerinde üşümemesi; bunun üzerine yoğunlaşmış durumdayız. Bebeklerin karnının doyması, onlara mama sağlayabiliyor olmamız, hamile kadınlarımıza süt sağlayabiliyor olabilmemiz, çocuklarımıza süt sağlıyor olabilmemiz, hasta olan, kronik rahatsızlığı olan ya da kendi işini kendi göremeyen, yemeğini yapamayan yaş almış yurttaşlarımıza Aşhane’de sağladığımız yemekleri bilabedel gönderme üzerine biz dikkatimizi topladık. Dezavantajı mahallelerde, ekmekte olduğu gibi, aşevinde üretim yapıp 3 TL'ye 3 çeşit yemeği, hatta üniversite kapılarında bu satışı gerçekleştirerek, üniversitede okuyan çocuklarımıza da biz bu katkıyı vermeye çalışıyoruz. Mersin Büyükşehir Belediyesi şu anda imkanlarını en azami şekilde zorlayarak bu buhran sürecini aşma yönünde vatandaşlarımızın yanında duruyor” diye konuştu.

Konuşmasının devamında bir öneride bulunan Seçer, “Elbette Büyükşehir imkanları dahilinde her şeyi yapmaya seve seve samimiyetle hazır. Hatta imkanları kısıtlansa bile, bazı işlerde zorlansa bile; kendine ait olmayan yolları da yapmak konusunda emin olun samimi davranıyor. ‘Bizim yol ağımız değil’ demiyoruz. Mutlaka önce can sonra canan. Diyoruz ki; ‘önce kendi görev alanımızı bir yapalım. İmkanlarımızı yine zorlayalım. Görev alanımız olmayan yerleri de yapalım.’ İlk 9 aylık burada yol yapım biriminin çalışmalarını aktardığımda rakamı hatırlıyorum. Dedim ki; ‘kullandığımız asfaltın 38 bin tonu kendi görev alanımızda değildi. İlçe belediye yoluydu, Orman yoluydu, değişik kurumların yoluydu.’ Bu konuda da samimi olduğumuza inanın. Ama bir öneride bulunacağım. İlçe belediyeleri de fırınlardan ekmek satın alıp, yoksul mahallelerimizde pekala vatandaşlarımıza dağıtabilirler. Yani işin bir ucundan da onlar tutarsa elbirliğiyle; madem ‘biriz, beraberiz’ diyoruz, bunu aşabiliriz. Nasıl diyoruz ki; ‘her şeyi merkezi hükümetten beklemeyelim, büyükşehirler de taşın altına elini koysun.’ Eyvallah, başımız üzerine, elimizi taşın altına koyarız” ifadelerini kullandı.

Bir Meclis üyesi tarafından “Pazar günleri neden açmıyoruz fırınları?” sorusu üzerine konuşan Seçer, “Bir kısıtlamaya gittiğimiz için değil. Bakım, temizlik çalışmaları için bunu yapıyoruz. Biz o konuları da tekrar tekrar gözden geçiriyoruz. Pazar günleri de çalışma imkanı yaratabilirsek teknik olarak, zaten onu da gerçekleştireceğiz, üzerindeyiz” dedi. Bir Meclis üyesi tarafından üretimin 2 vardiyadan 3 vardiyaya çıkarılması konusundaki talebe yanıt veren Seçer, “Arkadaşlarım bu konunun üzerinde. Olabilecek en azami üretim kapasitesine zaten erişeceğiz ya da eriştik diyebilirim” diye konuştu. Meclis üyesinden gelen Pazar günü de açılması konusuna cevap veren Seçer, “Teknik imkanlarımız ölçüsünde elbette ama ilçe belediye başkanlarımıza yaptığımız teklifi de lütfen değerlendirmenizi istiyorum” ifadelerini kullandı.

Copyright © 1980 | tarsusekspres.com.tr
Tüm Hakları Saklıdır.